Well, it was kind of hard to decide, since I have no particular place to call “favourite”. Anywhere could be favourite to me, since I have my precious friends with me. Really, anywhere can be pretty with them.
So I went with somewhere I loved and missed. It’s our old vacation house, somewhere around Aegan Sea, next to the shore with lots of olive trees around. I loved the place, I loved my room in the attic, I loved the terrace. I used to go up there, light some candles and watch the stars and the sea all night, until the first lights of the sun. I remember we climbed to the roofs to get to each others’ terraces to spend the night together.
Too bad we had to sell the place. I loved it there. I remember getting goddamn angry when my parents decided to sell it.
---
Bugünkü konumuz "en sevdiğimiz yer" idi.
Karar vermesi güç oldu, çünkü tam olarak "en sevdiğim" olarak adlandırabileceğim bir yerim yok. Her yer "en sevdiğim" olabilir, tabii arkadaşlarım yanımda olduğu sürece. Onlarla her yer güzel ♥
Bu yüzden ben de çok sevdiğim ve özlediğim bir yer üzerine karar verdim. Ve işte, eski yazlık evimiz, Ege'de bir yerlerde (Ayvalık civarıydı hatta), kıyıda, zeytin ağaçlarının ortasında bir yer. Orayı çok severdim, tavan arasındaki odamı, terası çok severdim. Geceleri terasa çıkıp, birkaç mum yakıp günün ilk ışıklarına kadar yıldızları ve denizi seyrederdim. Bazen yan evdeki arkadaşlarımla çatıya tırmanıp birbirlerimizin odasına geçtiğimizi hatırlıyorum, geceyi beraber geçirmek için.
Satmak zorunda kalmamız çok kötü. Satılalı yıllar oldu. Annemler satmaya karar verdiklerinde çok sinirlenmiştim.
1 yorum:
Hüzünlü ama resim çok güzel.
Bu hafta teslimim bitiyor, ben de başlayabilirim bunu yapmaya, eğlenceli görünüyor.
Yorum Gönder